FORMALDEHİD

FORMALDEHİD

FORMALDEHİD

Formaldehit CH2O formülüne sahip bir organik bileşiktir.

Aldehitlerin en basit üyesidir. Diğer ismi Metanal'dir. Karbonil grubunun boş olan iki bağına birer hidrojen bağlanmasıyla oluşur.Zehirli bir kimyasaldır.

Kaynama noktası -15 °C ve erime noktası -21 °C’dir. Formaldehit, genellikle %37’lik sulu çözeltisi şeklinde taşınır veya depo edilir. Bu çözeltiye formalin denir. Piyasada birçok ürünün içinde son kullanım tarihini uzattığı için kullanılmaktadır. Formalinden, düşük basınç altında su buharlaşıp, ayrıldığı zaman, paraformaldehit meydana gelir. Bu bir polimer olup, formülü HO (CH2O)xH olan beyaz katı bir maddedir (x yaklaşık 30’dur). Bu polimer ısıtıldığı zaman, gaz formaldehide dönüşür. Bundan dolayı, gaz formaldehit elde etmek için, uygun bir kaynaktır. Saf formaldehitten, polimer ürünler elde edilebildiği gibi, fenol ve kazein ile de sentetik reçine ve plastikler imal edilmektedir.


İçindekiler
1    Elde edilişi
2    Kullanım alanı
3    Formaldehit zehirlenmesi
4    Notlar
5    Kaynakça
Elde edilişi
Ticari olarak, metanol buharının hava oksijeni ile oksitlenmesinden veya doğal gazların uygun oksidasyonu ile elde edilir. Kullanılışı: Formaldehit polimerleştirilirse, polioksimetilen adında katı, beyaz, suda çözünmeyen bir ürün elde edilir. Formaldehit, proteinler ile suda çözünmeyen bileşikler meydana getirdiğinden, zehirlidir. Bu özelliği ve ucuz olması dolayısı ile dezenfektan (mikrop öldürücü) olarak kullanılır. Sudaki çözeltileri anatomik ve mikroskobik preparatları korumakta kullanılır. Formaldehidin amonyak ile reaksiyonundan ürotropin adında bir böbrek suyu elde edilir.

Kullanım alanı
Formaldehit kimya endüstrisinde en yaygın olarak kullanılan ve üretilen maddelerden birisidir. Formik aldehit ve metil aldehit olarak da bilinmektedir. Renksiz bir gazdır ve sıklıkla en fazla %40 lık olmak üzere sulu çözelti halinde kullanılır (formalin). Formalin çözelitlerinde bir miktar da metil alkol bulunmaktadır. Gerek gaz hali gerekse sıvı çözeltisi kendisine özgü, hoşa gitmeyen bir kokuya sahiptir. Oksitleyen maddelerle hızla tepkimeye girer, yüksek derişimlerinde yanıcı bir sıvıdır. Hidroklorik asitle bis (klorometil) eter buharı oluşturacak şekilde tepkimeye girer, oluşan bu madde ise kanser yapıcı bir maddedir. Tıbbi laboratuvarlarda koruyucu sıvı ve sterilize edici madde olarak kullanılmaktadır. Başlıca reçine imalatında ve kimyasal üretim ara maddesi olarak kullanılmaktadır. Üreformaldehit ve fenolformaldehit reçineler köpük yalıtımı malzemelerinin, yapımında, sunta ve kontraplak imalinde tekstil ürünlerinin işlenmesinde, ve ayrıca, formaldehit üre, fenol ve melamin reçinelerinin yapımında kullanılmaktadır.

Doğal maddelerle üretilmeyen diş macunlarında ve günlük temizlik ürünlerinde kullanılmaktadır (formaldehitin bu ürünlerin yapımında kullanılması çok sakıncalıdır).

Formaldehit zehirlenmesi
Formaldehit etkilenimi çoğu kez gaz halinde iken solunum yoluyla alınmasına bağlı olarak meydana gelir. Formaldehit soluyan kişilerde yorgunluk, uyuklama, baş ağrısı, baş dönmesi, deri döküntüleri gibi şikayetler görülüyor. Ancak sıvı formaldehit deri yoluyla da emilebilir. İşçiler, üretim sırasında, maddelerin işlenmesinde ve reçine imalatında etkilenebilir. Sağlık elemanları, eğitim görevlileri ve öğrenciler de formaldehit içerisinde saklanan ve hazırlanmasında formaldehit kullanılan materyallere bağlı olarak yüksek etkilenim riski altındadır. Tüketiciler inşaatta kullanılan bazı malzemelerden, kozmetiklerden, ev parkelerinden, ev mobilyalarından ve dokuma ürünlerinden yayılan formaldehitten etkilenebilirler. Ani formaldehit etkilenimi ölüme neden olabilir. Koku eşiği 1 ppm civarındadır. Koku duyusu yorgunluğuna bağlı olarak formaldehit kokusunu algılama eşiği zamanla yükselebildiğinden kokunun uyarıcı bir faktör olarak kabul edilmesi çok zordur. Uzun süreli olarak düşük dozlarda formaldehite maruziyet solunum güçlüğü, ekzema ve alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Formaldehit insanlarda kanser yapıcı maddeler arasında sayılmaktadır. Burun ve akciğer kanseri ile bağlantılı, beyin kanseri ve lösemiyle de ilişkili olduğu düşünülmektedir. Havada 0,1 ppm bulunduğunda, gözlerin sulanmasına, öksürüğe, nefes darlığına, hırıltılı solunuma, deri döküntülerine, alerjik tepkilere, göz, burun ve boğazda yanmaya neden olur. Etkilenime bağlı olarak kusma ve ishale de yol açar. Duyarlığa yol açması nedeniyle daha sonraki etkilenimler aynı derişimde daha şiddetli reaksiyolara yol açabilir. 2 ppm konsantrasyonda gözlerde tahriş yapar, 20 ppm de tek bir etkilenimle bile korneada kalıcı matlaşmaya neden olur. 25 ppm üzerindeki etkilenimler öldürücü akciğer ödemi dahil çok şiddetli tepkilere yol açar.